Yeniden kullanılabilir uydular için ilk adım: Delphi Projesi

Günümüzde uydular, internet bağlantısından hava durumu takibine, navigasyon sistemlerinden orman yangınlarını izlemeye kadar hayatımızın birçok kritik işlevini yerine getiriyor. Ancak bu yüksek teknolojili araçların çoğu, görev süreleri dolduğunda ya Dünya atmosferine girerek yanıyor ya da uzayın “mezarlık” yörüngelerine gönderilerek terk ediliyor. Bu durum hem maliyet hem de sürdürülebilirlik açısından önemli bir sorun teşkil ediyor.

Bu tabloyu değiştirmeyi hedefleyen yeni bir girişim, uzay endüstrisinde dikkat çekici bir adım atmaya hazırlanıyor. Merkezi Denver’da bulunan Lux Aeterna, 2027 yılında fırlatmayı ve daha sonra geri getirmeyi planladığı Delphi isimli yeniden kullanılabilir uydusunu tanıttı. Eğer proje başarıya ulaşırsa, uzaya uydu gönderme süreci çok daha ekonomik, çevre dostu ve esnek hale gelebilir.

Uydular geri dönebilir mi?

Bugüne kadar uzaya gönderilen uydular, genellikle tek kullanımlık olarak tasarlanıyordu. Görev tamamlandığında ya kontrolsüz şekilde atmosferde yanarak yok oluyorlar ya da erişilemeyen yörüngelerde yıllarca devinimlerini sürdürüyorlar. Delphi ise bu döngüyü kırmayı amaçlıyor. Şirketin kurucusu ve CEO’su Brian Taylor, bu fikrin geçtiğimiz yıl SpaceX’in Starship roketiyle yaptığı bir denemeyi izlerken aklına geldiğini söylüyor.

Starship gibi dev roketlerin sunduğu taşıma kapasitesi, uyduların artık çok daha büyük, sağlam ve geri dönüşe uygun şekilde tasarlanmasını mümkün kılıyor. Taylor’a göre bu roketler, uyduların yörüngeden geri dönmesini sağlayacak koruma sistemleri için gereken alanı sunuyor. Lux Aeterna da bu avantajı değerlendirerek Delphi için özel bir ısı kalkanı geliştirmeyi planlıyor. Bu kalkan, yüksek hızla atmosferden geçerken oluşan aşırı ısıyı absorbe ederek uydunun zarar görmesini engelleyecek.

Şirket tarafından paylaşılan Delphi tasarımında, NASA’nın geçmişte uzay kapsülleri için kullandığı konik ısı kalkanlarına benzer bir yapı dikkat çekiyor. Taylor, bu benzerliğin tesadüf olmadığını ve NASA’nın yıllar boyunca edindiği deneyimlerin Delphi’nin mimarisine ilham verdiğini ifade ediyor. Ayrıca Delphi, kompakt bir uydu yapısına sahip olacak ve atmosferden güvenli geçiş için katlanabilir bir biçimde ısı kalkanının arkasına yerleştirilebilecek.

Taylor, daha önce SpaceX’in Starlink ve Amazon’un Kuiper projelerinde görev almış bir isim. Bu deneyimlerini şimdi kendi girişimine taşıyan Taylor, Delphi’nin 2027 yılında bir SpaceX Falcon 9 roketiyle yörüngeye gönderileceğini ve görev sonunda Dünya’ya geri döneceğini belirtiyor. Bu uçuşun başarılı olması halinde, şirket aynı uydunun yeniden fırlatılmasıyla bu teknolojinin tekrar kullanılabilirliğini kanıtlamayı hedefliyor.

Yatırımcıların ilgisi büyük

Delphi projesi sadece mühendislik açısından değil, aynı zamanda ekonomik ve stratejik etkileri bakımından da büyük ilgi uyandırmış durumda. ABD Savunma Bakanlığı, sistemin sunduğu esneklik nedeniyle projeye ilgi gösteren ilk kurumlardan biri. Ayrıca Lux Aeterna, Space Capital öncülüğünde Dynamo Ventures ve Mission One Capital gibi yatırım fonlarının katılımıyla 4 milyon dolarlık bir tohum yatırım almayı başardı.

Bu finansal destek, Delphi’nin geliştirilmesi ve testlerinin sürdürülmesi için kritik bir kaynak sağlıyor. Şirket, ilk görev başarıyla tamamlandıktan sonra daha büyük, daha dayanıklı ve çok kez kullanılabilecek yeni bir uzay aracı üzerinde çalışmayı planlıyor.

Bu haberi paylaş: